Pages in topic:   < [1 2 3] >
Off topic: Çıldırtan gazete başlıkları ve reklamlar
Thread poster: Adnan Özdemir
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Anlı şanlı Cumhuriyet gazetesine... Jun 29, 2016

Yukarıdaki "şehir izlenimlerini" yedirdim. Ehem-öhöööm sesleri ile bana nazikçe bir "kusura bakmayın" e-postası yazmışlar.

Sorular:
1) Tirajınız niye hep aynı yerlerde ey Cumhuriyet?
2) Seçimlerde sosyal demokratlara oy kazandırabildiniz mi fazladan?
3) Bu civelek gastecileri nasıl seçiyorsunuz?

Buraya yazıyorum:

Türkiye'de sosyal demokrat deyince; sadece rakı içip efkarlanan; eski ceberrut devletin temsilcisi olan ya
... See more
Yukarıdaki "şehir izlenimlerini" yedirdim. Ehem-öhöööm sesleri ile bana nazikçe bir "kusura bakmayın" e-postası yazmışlar.

Sorular:
1) Tirajınız niye hep aynı yerlerde ey Cumhuriyet?
2) Seçimlerde sosyal demokratlara oy kazandırabildiniz mi fazladan?
3) Bu civelek gastecileri nasıl seçiyorsunuz?

Buraya yazıyorum:

Türkiye'de sosyal demokrat deyince; sadece rakı içip efkarlanan; eski ceberrut devletin temsilcisi olan yapı hatıralarda kaldıkça "sol" (aslında bunlar sağ parti) partiler için iktidar zor kardeşim. Hem aynı kumsalın kumuyuz unutmayın emii.

Türkiye'deki milliyetçilerin işi de zor. "Ülkücüler" neredeyse-yalnızca bozkurt işareti çekip hilal bıyık bırakmakla Türkiye'ye derman olabilecek oyu alamayacaktır.

Bugünün güç sahipleri de Hz. Ali'nin sözlerini iyice hatmetsinler.

Tüm siyasal örgütlenmelere: Siz önce parti içi demokrasiyi yerleştirin; adam kovmakla-ayak kaydırmakla anca Afrika partileri olabilirsiniz!

Türkiye'de yaşayan insanlar; okumadıkça; eleştirmedikçe; yazmadıkça hep kötü yönetilecektir. Bu unutulmasın. En önemli yatırım çocuklara okuma-yazma-eleştirme alışkanlıklarının kazandırılmasıdır.

Gerisi laf-ı güzaf.

Adam gibi bir ülkede yaşamak hiç olmazsa yeni kuşaklara nasip olur inşallah!

Amin


[Edited at 2016-06-29 18:09 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Google beni baştan çıkartmaya çalışıyor karbon bisikletlerle :)) Jul 1, 2016

Aslanım Google.

Artık iflah olmaz bir bisiklet hastası oldum çıktım ya, hangi web sayfasına gidersem gideyim google da peşimde

Gerçekten ihtiyacım olan şeyler de oluyor bana şiyaptığı-önerdiği web sayfalarında. Amenna.

İyi de aslanım gogılım: Şu bisikletleri alacak karbon param daha birikmedi. Demin gastenin birini okurken bana bi dağ bisikleti gösterdiler; vuruldum
... See more
Aslanım Google.

Artık iflah olmaz bir bisiklet hastası oldum çıktım ya, hangi web sayfasına gidersem gideyim google da peşimde

Gerçekten ihtiyacım olan şeyler de oluyor bana şiyaptığı-önerdiği web sayfalarında. Amenna.

İyi de aslanım gogılım: Şu bisikletleri alacak karbon param daha birikmedi. Demin gastenin birini okurken bana bi dağ bisikleti gösterdiler; vuruldum resmen. Amma çok pahalı be ağbi

İşte bu sayfa: https://www.aktifpedal.com/epic-fsr-c21.html

Ne yapsam ne etsem; gogıl taklidi bi arama moturu de ben mi yaratsam ki...


* Hem dağ bisikletimi de aldım 1 ay kadar önce Mr. Bianchi marka. Durun bakalım belki seksi bir donatım parçası alabilirim sizden de...

[Edited at 2016-07-01 10:30 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Beceremiyorsanız kapatın TRT’yi!" Jul 3, 2016

--Alıntıdır--

3 Temmuz 2016
Yazan: Rahşan Gülşan
__________________

Artık vatandaşlar yeni gelen düzenleme ile akıllı telefonlar ve ekran kartı olan tüm bilgisayarlar için akıl dışı oranlarda TRT payı ödeyecek
Zaten yeteri kadar tatsızdı.

Evinize televizyon alıyorsunuz ve dünyanın en haksız bandrollerinden birini ödüyorsunuz. Tamı tamına yüzde 16! Yani sırf TRT yaşasın diye bir küçük ekran televizyon al
... See more
--Alıntıdır--

3 Temmuz 2016
Yazan: Rahşan Gülşan
__________________

Artık vatandaşlar yeni gelen düzenleme ile akıllı telefonlar ve ekran kartı olan tüm bilgisayarlar için akıl dışı oranlarda TRT payı ödeyecek
Zaten yeteri kadar tatsızdı.

Evinize televizyon alıyorsunuz ve dünyanın en haksız bandrollerinden birini ödüyorsunuz. Tamı tamına yüzde 16! Yani sırf TRT yaşasın diye bir küçük ekran televizyon almak zorunda kalıyorsunuz mesela.

Evinizde televizyon olmasa bile,
ampul yakıyorsunuz diye ampul gibi veriyorsunuz TRT payını.
Artık o kadar rahatlar ki bu parayı bizden alırken, eskiden faturamızda görünmesi zorunlu iken görünmüyor bile. TRT artık büyük bir propaganda makinesi.
İktidarın en büyük yayın organı.

BİR ÇİFTLİK ADETA

Yandaşların banka hesaplarına küreklerle atılan paraların kaynağı.
İzlemediğimiz dizilere bölüm başı bir milyon gibi hem sektörün hem de ülkenin gerçeklerine aykırı paralar ödeyen bir çiftlik adeta.

Sırf reytingi yüksekmiş gibi görünsün diye reyting paneli değiştirildi ve dolayısıyla ülkenin bir dönem önemli ihracat kalemleri arasına giren dizi sektörünü de bitirdi. Bu panele yapılan diziler dünyada eskisi kadar rağbet görmüyor. Dünyayı bırakın ülkemizde de iş yaş.
Ama belli ki açık o kadar büyük ki iş iyice çığrından çıktı.

Artık yeni gelen düzenleme ile akıllı telefonlarımız, ekran kartı olan tüm bilgisayarlar (Çok zekice bir sınıflama değil mi?) için akıl dışı oranlarda TRT payı ödeyeceğiz.

Yani bize küfreden, Atatürk'e küfreden, halkın yüzde ellisinin inandığı ne varsa aşağılayan, horlayan, dünya görüşünü bir insana biat üzerine kurmuş insanların maaşlarını cebimizden ödeyeceğiz! Bizi sinir etsinler diye zorla cebimizden para vereceğiz.

Bu tıpkı, otomobil satın alırken yaşadığımız korkunç vergi yağmuru ile aynı. Bakın mesela artık iPhone 6s 16 GB 2559 lira yerine tamı tamına 2712 lira olacak bu zamdan sonra. Galaxy S7 2849 lira yerine 3019 lira olacak. Cihazın fiyatı arttıkça vergi de çoğalacak. Bunlar fahiş rakamlar. Biz o parayı kolay kazanmıyoruz arkadaş!
. . .
Kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/rahsan-gulsan/beceremiyorsaniz-kapatin-trtyi-1301223/

_______________
============
ADO'NUN YORUMU: TRT'nin en güzel yılları TV yayıncılığında devlet tekelinin olduğu yıllardı. Özel televizyonculukla birlikte TRT'nin önemi kalmadı. Hele hele internetle birlikte yerle bir oldu Oran'daki yapı. + Devleti yönetenleri her koşulda destekleyen ve yalakalık yapan yayıncılara; zaten "özel" tv kanallarının büyük çoğunluğu da hayhay diyerek çoktan katıldı. Bu TV ve gazeteler yalnızca "adam gibi yayıncılık" işkolunda çalışsalardı; "buyurganlara" bu kadar boyun eğmek "durumunda" kalmazlardı. Adam holding olmuş; iğneden ipliğe ticaret yapıyor örneğin Gümüşhaneli "yayıncı" aile... Sonra ne oluyor? Genel seçimler yapılıyor ve Bizim Ertuğrul; Ahmet.. dön babam dönüyor

Ben zaten Türk kanallarını çok uzun yıllardır izlemiyorum. Hot Bird uydusu sağolsun.

[Edited at 2016-07-03 15:16 GMT]
Collapse


 
Emin Arı
Emin Arı  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
English to Turkish
+ ...
Karbon bisikletlerden uzak durun Jul 5, 2016

Adnan Özdemir wrote:

Aslanım Google.

Artık iflah olmaz bir bisiklet hastası oldum çıktım ya, hangi web sayfasına gidersem gideyim google da peşimde

Gerçekten ihtiyacım olan şeyler de oluyor bana şiyaptığı-önerdiği web sayfalarında. Amenna.

İyi de aslanım gogılım: Şu bisikletleri alacak karbon param daha birikmedi. Demin gastenin birini okurken bana bi dağ bisikleti gösterdiler; vuruldum resmen. Amma çok pahalı be ağbi

İşte bu sayfa: https://www.aktifpedal.com/epic-fsr-c21.html

Ne yapsam ne etsem; gogıl taklidi bi arama moturu de ben mi yaratsam ki...


* Hem dağ bisikletimi de aldım 1 ay kadar önce Mr. Bianchi marka. Durun bakalım belki seksi bir donatım parçası alabilirim sizden de...

[Edited at 2016-07-01 10:30 GMT]


Karbon bisikletler düz yol içindir. Evet çok sağlam ve çok hafifler ama kırılmaya çok yatkınlar. Ani ve sert darbelerde kırılıyorlar. Dağ, bayırda pek uygun bir seçenek değil. Hatta ülkemizin yollarını düşününce pek akıl karı değil. Fiyatlarına hiç değinmiyorum.


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Doğrudur... Jul 5, 2016

Emin Arı wrote:
Karbon bisikletler düz yol içindir. Evet çok sağlam ve çok hafifler ama kırılmaya çok yatkınlar. Ani ve sert darbelerde kırılıyorlar. Dağ, bayırda pek uygun bir seçenek değil. Hatta ülkemizin yollarını düşününce pek akıl karı değil. Fiyatlarına hiç değinmiyorum.


Sizinle aynı fikirdeyim. Ucuzladığı günleri görürsem denerim karbondan yapılma bisikleti; yoksa yok. Sorun Google; sürekli bisiklet parçalarıyla ilgili arama yapınca, peşimi bırakmaz oldu. Taciz ediyor google reklamları

[Edited at 2016-07-05 15:51 GMT]


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Japonya’da ‘porno’ festivali yoğun katılım nedeniyle erken kapandı" Jul 6, 2016

--Alıntıdır--
Sözcü,
16:09 5 Temmuz 2016

Sanal gerçeklik teknolojisi, evrim geçiriyor ve tüketici piyasasında büyümeye devam ediyor. Porno endüstrisi de bu gelişmeden payına düşüne alıyor.


Japonya’da “Adult VR Fest 01” adıyla sanal gerçeklik porno festivali düzenlendi. Başkent Tokyo’nun Akihabara bölgesinde geçen ay yapılan festivalin, yoğum katılım nedeniyle erken sonlandırıldığı belirtildi.

İng
... See more
--Alıntıdır--
Sözcü,
16:09 5 Temmuz 2016

Sanal gerçeklik teknolojisi, evrim geçiriyor ve tüketici piyasasında büyümeye devam ediyor. Porno endüstrisi de bu gelişmeden payına düşüne alıyor.


Japonya’da “Adult VR Fest 01” adıyla sanal gerçeklik porno festivali düzenlendi. Başkent Tokyo’nun Akihabara bölgesinde geçen ay yapılan festivalin, yoğum katılım nedeniyle erken sonlandırıldığı belirtildi.

İngiliz The Mirror gazetesinin haberine göre; aşırı heyecanlı katılımcılar, sanal gerçeklik deneyimini zenginleştirmek için üretilen ‘son model oyuncukları’ görmek için festivalin düzenlendiği alana yığıldı.

Kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2016/dunya/japonyada-porno-festivali-yogun-katilim-nedeniyle-erken-kapandi-1303777/
______________________

--Alıntıdır--

Japanisches VR-Porno-Festival muss wegen Besucheransturm abgebrochen werden

Autor
BEN KRATZ
5 July 2016 // 02:04 PM CET

Das Adult VR Fest 01 ist eines dieser Festivals, wie es sie in seiner ganz besonderen kuratorischen Themenauswahl vielleicht nur in Japan geben kann. Das Festival, das sich ausschließlich mit den neuesten Entwicklungen und Gadgets im Bereich des Virtual-Reality-Pornos beschäftigt, fand nun zum ersten Mal in Tokyo statt—und es war ein voller Erfolg. Denn die Veranstaltung musste abgebrochen werden, weil das Festival bereits zwei Stunden vor der offiziellen Eröffnung restlos überfüllt war.

Dass Japan ein technologieverliebtes Land ist und die japanische Gesellschaft einen Bezug zur Pornografie hegt, der sich spürbar von der westlichen Welt unterscheidet, ist kein Geheimnis. Da überrascht es wenig, dass die Kombination aus beidem großes Potenzial hat, die Massen zu begeistern. Die Veranstalter des Adult VR Fest 01 haben dieses
Potenzial anscheinend etwas unterschätzt—am 12. Juni versammelten sich so viele Interessierte Porno- und VR-Freunde, dass das Festival abgebrochen werden musste.

Die Situation vor dem Festival in Tokyo klärte sich glücklicherweise wieder auf, wie der Blogger Eizo Kure laut einer englischen Übersetzung vor Ort berichete.

Aus Angst, die frustrierte Masse könnte sich in einen wütenden Aufruhr verwandeln, versicherte der Festival-Veranstalter unter Tränen, dass sie sich beim nächsten Mal um einen größeren Veranstaltungsort bemühen werden, in dem jeder Besucher Platz finden wird. Nachdem die Organisatoren und die örtliche Polizei die Wartenden darüber informiert hatten, kam es nicht wie befürchtet zu einer Unruhe, sondern die unglücklichen Pornofreunde applaudierten aufgrund von so viel Fürsorge und lösten die frustrierte Versammlung friedlich wieder auf.

Im Anschluss an das Festival ist es Eizo Kure gelungen, einige der glücklichen Besucher zu interviewen und nach den Vorgängen auf dem Festival zu befragen. Hierbei wurde beispielsweise eine Maschine vorgestellt, die mittels präziser Luftströme in die Handflächen des Benutzers den Eindruck erweckt, als würde man eine weibliche Brust berühren:
Bei einer anderen Gerätschaft wird der Nutzer mit einer VR-Brille und einem Plastiktorso ausgestattet. Je nach Position des Torsos zur Person verändert die über die VR-Brille sichtbare Sex-Partnerin ihre Position:


Dass der mächtige Industriezweig des Porno-Business die Killer-Applikation der VR-Technologie werden könnte, wird auch von den Medien seit längerem erkannt. Nicht abzusehen ist, welche gesellschaftlichen Folgen diese Entwicklung haben wird und wie die Wissenschaft in Zukunft mit diesem Thema umgehen wird.

Die Veranstalter des Adult VR Fest haben jedenfalls bereits eine zweite Ausgabe des Festivals für den August angekündigt. Dann sicherlich auch mit mehr Platz für all die begeisterten Besucher.

Kaynak: http://motherboard.vice.com/de/read/japanische-vr-porno-festival-abgebrochen-weil-zu-viele-besucher-kommen-wollten

_______________________

--Alıntıdır--

Premature evacuation: Sex festival is forced to shut down early because too many people arrived to try out virtual reality porn
By GARETH DAVIES FOR MAILONLINE

PUBLISHED: 12:26 GMT, 4 July 2016 | UPDATED: 18:37 GMT, 5 July 2016

A Japanese sex festival was over prematurely as herds of virtual porn fans caused overcrowding fears.
Streams of locals were looking to get their hands on the latest inventions from the adult entertainment industry in the first festival of its kind - the Adult VR Fest 01 in the Akihabara region of Tokyo.

But fans of virtual reality porn, which re-enacts sex and other acts using a blend of simulation headsets, male-friendly sex toys and other gadgets, were left disappointed as the event was shut down due to unprecedented popularity.

Among the attractions was a machine that simulated a woman on top of a man as he lay on the floor and another where punters put their hand into a cardboard box which blew air in a way that allowed people to fondle what felt like a breast.
Google searches for virtual reality porn have shot up by 10,000 percent in the last 20 months and the popularity was evident as dozens of eager fans got turned away.

A Japanese reporter told VR Talk: 'For those who did get to go inside, excitement ran wild.
'I'm not entirely sure if the same thing would happen in the US, but VR porn enthusiasts rushed to have a go at some of the latest virtual reality gadgets.'

It's understood around 20 fans made it inside, but as crowds continued to jostle for position outside in the queue, organisers called the event off.

Bosses have vowed fans that next time the event will be held in a bigger venue to facilitate the erotica enthusiasts.


A blogger, known only as Eizo0000, said staff were in tears when the festival was called off, and said: 'The event didn’t start until 2 PM, so I went there in high spirits an hour before then, but the city was already overflowing with people.

'There were so many that it was almost impossible to keep the situation under control. While waiting for my friends, I couldn’t help but think that if they couldn’t control the mass of people, a riot or something similar could happen.
'The 20 lucky guys closest to the building were let in by the staff. I’m sure there was a line inside the building that rivaled the one outside.

'Outside the building for the Adult VR Fest, the unofficial waiting outside the building spanned both sides, so it was a real hell here.

'These people are the people putting their lives on the line for Adult VR.
'They don’t like this world, and they know women don’t see them in a good light.
'They have their own needs that have yet to be fulfilled, but they don’t want to bother anyone with them.
'Thus, they turn to a new world.
'Honestly, they’re wonderful people hoping for a brave new world, and they’ll finally have one soon enough.
'There were plenty of problems while waiting to get in, but none of these patient gentlemen voiced any complaints.
'They simply waited silently to be let in. It was about 20 minutes after opening time when their leader appeared.'

. . .
Kaynak: http://www.dailymail.co.uk/news/article-3673579/Virtual-reality-porn-event-Adult-VR-Fest-01-Akihabara-Tokyo-postponed-overcrowding-premature-evacuation.html


=======================
ADO'NUN YORUMU: Şimdi Japonya'da olmak vardı. Japon bayanlarının cinsel ilişki sırasında (filimlerde) sürekli bağırmaları çok tuhaf ama güzel. Üşenmemişler porno şenliği bile düzenlemişler. Adamlar hiç olmazsa Türkiye'deki gibi vitrin mankenleriyle sevişmiyorlar be ağbiii...
http://www.hurriyet.com.tr/vitrin-mankeniyle-sevisti-3739940
https://eksisozluk.com/uc-vitrin-mankeniyle-sevisen-insan--1452944

[Edited at 2016-07-06 08:38 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Kadın girişimciden internetten eşek sütü satışı" Jul 9, 2016

--Alıntıdır--

Ersan ERDOĞAN / MANİSA, (DHA)
09 Temmuz 2016 - 15:48 Son Güncelleme : 09 Temmuz 2016 - 15:52


MANİSA’nın Şehzadeler İlçesi Akpınar Mahallesi’nde dört yıl önce kurduğu çiftlikte beslediği eşeklerden elde ettiği sütü, çeşitli hastalıklara iyi geldiği inancıyla isteyenlere satan 44 yaşındaki kadın girişimci Türkan Eğriboyun, şimdiden internetten satışa başladı. Eğriboyun, kurduğu internet sitesi aracıl�
... See more
--Alıntıdır--

Ersan ERDOĞAN / MANİSA, (DHA)
09 Temmuz 2016 - 15:48 Son Güncelleme : 09 Temmuz 2016 - 15:52


MANİSA’nın Şehzadeler İlçesi Akpınar Mahallesi’nde dört yıl önce kurduğu çiftlikte beslediği eşeklerden elde ettiği sütü, çeşitli hastalıklara iyi geldiği inancıyla isteyenlere satan 44 yaşındaki kadın girişimci Türkan Eğriboyun, şimdiden internetten satışa başladı. Eğriboyun, kurduğu internet sitesi aracılığı ile Türkiye’nin dört bir tarafına eşek sütü pazarlıyor.

100 eşeğin bulunduğu çiftlikte üretim yapan Eğriboyun, eşek sütüne olan ilginin bu hayvanların fiyatında artışa neden olduğunu söyledi. Muğla ve ilçesi Köyceğiz ile Balıkesir’in Ayvalık ilçesinden satın aldığı eşeklerden süt elde ettiklerini belirten Eğriboyun, "Eşek sütü kanserden, astım ve bronşite, hatta siroza kadar birçok hastalığa iyi geliyor. Bunun yanı sıra kasları güçlendirir, kan değerlerini yükseltir. En önemlisi de bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücut hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur" dedi. Eğriboyun, müşterilerine eşek sütünün sadece tıbbi tedaviyi destek amaçlı olduğu konusunda bilgilendirdiklerini de söyledi.

Eşek sütüne ilginin yoğun olduğuna dikkati çeken Eğriboyun, "Hatta özellikle kış aylarında bu taleplere karşılık vermekte zorlandım. Eşek sütünün litresini 100 liraya satıyoruz. Elde ettiğim günlük 15 litre sütü elimdeki mevcut eşeklerden taze taze sağarak müşteriye veriyorum. Bunun yanı sıra kurduğumuz internet sitesi aracılığı ile kargoyla ülkenin dört bir tarafına da satış gerçekleştiriyorum" dedi.

"DONDURULMUŞ EŞEK SÜTÜNÜ İÇMEYİN" UYARISI

Eşek sütü alacaklara uyarılarda da bulunan Eğriboyun, "Bazı müşterilerim daha önce aldıkları eşek sütünün acı ve ekşi olduğunu söylüyor. Aksine eşek sütünün tadı şekerlidir. Eşek sütünde hiçbir koku da yoktur. Vatandaşların dolandırılmamaları adına bunları bilmesi gerekmektedir. Özellikle vatandaşlarımıza 1.5 ay kadar bir sürenin üzerinde dondurulmuş eşek sütlerini içmemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü bekletilen sütlerin hiçbir faydası olmuyor. Vatandaşların bizzat sağım yapılan eşekleri görerek, bu sütü almalarında fayda var" diye konuştu.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/kadin-girisimciden-internetten-esek-sutu-satisi-40138494

___________

ADO_YORUM: Aslında değerlendirilmesi gereken o kadar çok kullanılmayan kaynak var ki. Çok güzel bir örnek; bu hanımefendiyi kutluyorum. Hollanda'nın tarım ürünleri dış satımına bakıyorum; dönüp bir de bize bakıyorum... Karaman'da her yer elma bahçesi örneğin. Türkiye'de "mango" deyince normal yurttaşın aklına ne geliyorsa gezegenin kimi yerlerinde "elma" deyince aynı şey akla geliyor. Eşşeksütü yalnızca bir örnek; insan aç duramayacağına göre yapılacak daha çok iş; kazanılacak daha çook para var...

"Hollanda Bir Tarım Makinesi" -> http://www.dogrulukpayi.com/beyanat/551ba38e1217b

[Edited at 2016-07-09 18:07 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"TARIMDA 90 MİLYAR DOLARLIK HOLLANDA MUCİZESİ" Jul 9, 2016

--Alıntıdır--


Konya büyüklüğündeki Hollanda'nın 2014 yılı tarımsal ihracatı 90 milyar dolar.

01.05.2015 2.649 okunma
-----

Hollanda'nın tarımdaki başarısının ardında verimli üretim modeli, Ar-Ge, kooperatifleşme, pazarlama, piyasa denetimi gibi faktörler yatıyor
Bir ülke düşünün ki yaklaşık 42 bin kilometre kare ile Konya şehri büyüklüğünde.

Avrupa’nın en küçük ve en yoğun nüfusuna
... See more
--Alıntıdır--


Konya büyüklüğündeki Hollanda'nın 2014 yılı tarımsal ihracatı 90 milyar dolar.

01.05.2015 2.649 okunma
-----

Hollanda'nın tarımdaki başarısının ardında verimli üretim modeli, Ar-Ge, kooperatifleşme, pazarlama, piyasa denetimi gibi faktörler yatıyor
Bir ülke düşünün ki yaklaşık 42 bin kilometre kare ile Konya şehri büyüklüğünde.

Avrupa’nın en küçük ve en yoğun nüfusuna sahip olan Hollanda’nın tarım alanları Türkiye yüzölçümünün yedide biri kadar ama 2014’te gerçekleştirdiği tarımsal ihracat 80.7 milyar Euro (90 milyar Dolar) seviyesinde.

Belki de ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci tarım ihracatçısı olması, Hollanda’nın tarım konusu açıldığında gündeme gelmesinin ana sebeplerinden birisi.
Peki, biyoçeşitliliğin Avrupa'da en az olduğu ülke konumundaki Hollanda nasıl oldu da kıt kaynak ve zor şartlara rağmen tarımda böyle bir ekonomik güce, kapasiteye ulaştı?

Bugün, tarım ve bahçe bitkileri sektöründeki işletme sayısı 65 bini aşan Hollanda'nın sadece en büyük 5 tarımsal ihracat ürününün toplam değeri 34.8 milyar Euro'yu buluyor. Hollanda, süs bitkileri ve sebze ihracatında dünya lideri, et ihracatında dünya dördüncüsü, süt ve süt ürünlerinde dünya üçüncüsü, sıvı ve katı yağ ihracatında ise dünya dördüncüsü.

İnternette Hollanda’nın tarım mucizesini anlatan değişik videolar ve yazılar var. Hepsi konunun farklı boyutlarını dile getirmiş.
Biz de mevcut bilgiler ile son veri ve gelişmelerden yola çıkarak Hollanda tarımını mercek altına almak istedik.

Öyle ya, bir tarafta 18 milyar dolarlık tarımsal ihracatı bulunan Türkiye, diğer tarafta 90 milyar dolarlık tarımsal ihracatı olan Hollanda. İnsan haliyle fark nerede diye merak ediyor.

Hollanda, ABD ve Fransa ile birlikte dünyanın en büyük ilk 3 tarım ihracatçısı konumunda. Bunun adına ister eğitim, ister özveri, isterseniz de planlı bir tarım politikası deyin. Sonuç itibariyle bu başarı şans eseri yakalanmamış. İşin içinde teknoloji de var, kooperatifleşme de; Ar-Ge de var, pazarlama stratejileri de. Ve tabii ki uzun vadeli, sürdürülebilir tarım politikaları..

KIT KAYNAKLARLA MUCİZE YARATILMIŞ
Yoğun nüfus nedeniyle kişi başına düşen toprak parçasının kısıtlı olması Hollanda'yı verimlilikte ve tarım teknolojilerinde dünyanın en önemli ülkesi haline getirmiş.

Hollanda topraklarının yarısı deniz seviyesinin en az bir metre altında bulunuyor. Hollandalıların su ile savaşı uzun bir tarihe dayanıyor. Ülkenin neredeyse yüzde 60’ı suyla mücadele sonucu kazanılan topraklardan oluşuyor. Yani deniz seviyesinin altında kalan toprakların doldurulması ile elde ediliyor.

O yüzden toprak çok kıymetli ve herkes bunun farkında. Toprak, su ve tohumuna sahip çıkan Hollanda o yüzden et, süt, kesme çiçek, çiçek soğanı ve tohum gibi bir çok tarım ürünü üretiminde dünyanın ilk 3 ülkesi arasında yer alıyor.

BAŞARIDA KOOPERATİFLEŞME FAKTÖRÜ
Hollanda’nın tarım ve özellikle süt bitkisi sektöründeki başarısında kooperatiflerin ve mezat sisteminin payı büyük. Mezat sistemi üreticilerin belli bir kalite seviyesini sürdürmesini sağlıyor. Her firmanın alıcılara yol gösteren kalite ve güven endeksi bulunuyor.

Mezatta ürünlerinin kalitesini kontrol eden üreticiler 'takdir' ediliyor. Eğer bir çiçeğin yaprağı yoksa, ya da biri eksikse ya da herhangi bir sorunu varsa bunun mezat için doldurulan belgelerde bildirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde mezat tarafından üreticilere verilen 'güven endeksi' düşürülüyor.

Peki Hollanda’da her şey toz pembe şekilde yolunda mı ilerliyor? Cevap tabi ki hayır.

Hollanda’nın gelişmiş lojistik, mezat ve kooperatif sistemine rağmen çiftçiler için şartlar yine de kolay değil. Değişen iklim koşulları ve buna bağlı fiyatlar tıpkı Türk çiftçiler gibi onları da en çok endişelendiren konular arasında.

TARIMDA UZMANLAŞMA AVANTAJ SAĞLIYOR
Hollanda’nın tarım alanında ilerlemesinin en önemli nedenlerinden birisi uzmanlaşma. Seralar ve üreticiler çoğunlukla tek bir ürün üzerine uzmanlaşıyor. Bu duruma eleştirel yönden bakanlar çıkabilir. Ancak uzmanlaşma, Hollandalı şirketlere kendi ürünlerinde deneyim kazanma, eğitim ve eğitimli iş gücü, lojistik ve teknolojik yatırım anlamında avantaj sağlıyor. Ancak tek bir ürün üretmenin riski de büyük. Farklı ürünler yetiştirerek riskleri dağıtan üreticiler de var.

Hollanda tarım sektöründe dünyanın model aldığı ülkelerinden biri olsa da Avrupa Birliği'nin büyük ve zorlu pazarında küçük aile çiftliklerinin şansları her geçen gün biraz daha azalıyor.

Tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi Avrupa Birliği ve devletlerin tarımsal destekleri küçük çiftliklerinin çarklarını döndürmesi için bazen yeterli olmuyor. Yeterince yatırım yapamayan, profesyonelleşemeyen çiftlikler ya birleşme yoluyla büyüyor ya da sektörü terk ediyor.

Hollanda’da da tarım yapan nüfus azalıyor ama buna rağmen tarıma ayrılan alanların büyüklüğü aynı kalıyor. Bu yüzden çalışmaya devam eden çiftlikler tarım alanlarını giderek büyütüyor. Türkiye’de ise hem çiftçi sayısı hem de ekilebilir tarım arazisi azalıyor.

Hollanda’da da küçük işletmeler rekabetle ilgili de sorunlar yaşıyor. Bu noktada tarım işletmelerinin yaşaması açısından çiftçiler devlet tarafından farklı yollarla destekleniyor.

Devlet ve üreticiler her yıl ne kadar alanda ne kadar ürün ekileceği konusunda planlı ve programlı bir çalışma yürütüyor. Yıl başında devlete üreteceğiniz ürün için ne kadar alan ayıracağınızı bildirmeniz gerekiyor. Buna göre de alacağınız yardımlar hesaplanıyor. Bu yardımları kurallara uyduğunuz sürece alabiliyorsunuz.

EĞİTİM VE TEKNOLOJİNİN TEMELİ ÜNİVERSİTEDE ATILIYOR
Hollanda’nın başarısı doğru destekleme polikaları ile yön verilen üretim, pazarlama ve dağıtım ağı sisteminin birlikte işleyişinden geliyor. Ancak bu sistemin en önemli ayaklarından biri de eğitim ve Ar-Ge çalışmalarının temelinin atıldığı üniversiteler.

Hollanda’da üniversitelerin tarımda odaklandığı ana konuların başında, gıda üretimi, gıda tüketim artışı, yaşam alanı, gıda sağlığı ve geçim var. Üniversitelerin gıda üretimi konusunda asıl odak noktası az girdi ile iki katı ürün alarak verimi artırmak. Buna “24’üncü Yüzyıl” tarımı deniyor.

Üniversitelerde araştırma amacıyla oluşturulan tarla ve seralar, tarımdaki yeni gelişmeler hakkında bilgi almak isteyen bütün üreticilere açık.

Üniversitelerdeki araştırmalar, üretici-devlet-özel sektör ortaklığı ile destekleniyor. Hollandalılar bu işbirliğine, “Başarıyı sağlayan altın üçgen” adını veriyor.
Başarının ana unsuru 'Bir şey üzerine odaklanıp beraber çalışmak' olarak tanımlanıyor. Bu da sektörü daha güçlü ve ekonomik açıdan daha mücadele edilebilir hale getiriyor.

ÇEVREYE DUYARLI POLİTİKALAR
Sınırlı ekim alanları yüzünden Hollandalılar en az alandan en yüksek verimi sağlamak adına Ar-Ge çalışmalarına yönelmiş durumda. Yeni araştırmalar seralarda enerji ve su verimliliği üzerine yoğunlaşıyor. Çünkü çiftçilerin seralarında gaz, enerji ve su kullanımında doğa ile ilişkilerini de göz önüne almaları bekleniyor.
Doğa dostu üretim yapan seralar, çevre sertifikaları ve vergi avantajları ile destekleniyor.

Yeni açılan tüm seralar çevreye duyarlı olduğunu gösteren ‘yeşil etiket’ sertifikasına sahip.

Bu sertifikalar, seralarda kimyasal ürünler kullanmayarak, enerji kullanımında duyarlı olmak şartıyla elde edilebiliyor.

Hollanda, sınırlı topraklarının farkında ve bu yüzden çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir tarım politikası izliyor. Tek olmak yerine birlikte hareket etmeyi benimsiyor.

Ve daha da önemlisi Hollanda artık sadece tarımsal ürünlerini değil bu alanda elde ettiği tecrübeyi ve teknolojik gücü de ihraç ediyor.
Kısacası Hollanda'nın tarımdaki başarısı tesadüf değil.

Böyle bir ülkenin elinde Türkiye'nin sahip olduğu toprak ve doğal zenginlikler olsa tarımda nasıl bir güç olabileceğini hayal edebiliyor musunuz?
Son bir not..

Aslında niyetimiz tam olarak Hollanda ile Türkiye tarımını kıyaslamak değil. Çünkü Türkiye'nin bu alanda karşılaştırılacağı ülkeler açısından Fransa ve İspanya daha doğru örnekler.

BloombergHT
Kaynak: http://tarim.com.tr/Haber/22177/Tarimda-90-milyar-dolarlik-Hollanda-mucizesi.aspx
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"ÇİNLİLER TÜRK KİRAZINI BU YAZ TADACAK" Jul 9, 2016

--Alıntıdır--

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yazgan, Çin'e bu yaz kiraz ihraç edileceğini açıkladı.

02.06.2016

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, Çin'e yapılacak kiraz ihracatı çerçevesinde bu ülkeden bir heyetin kısa süre önce üretim alanlarıyla tesislerde incelemelerde bulunduğunu ve şu anda gözlem sonuçların
... See more
--Alıntıdır--

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yazgan, Çin'e bu yaz kiraz ihraç edileceğini açıkladı.

02.06.2016

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, Çin'e yapılacak kiraz ihracatı çerçevesinde bu ülkeden bir heyetin kısa süre önce üretim alanlarıyla tesislerde incelemelerde bulunduğunu ve şu anda gözlem sonuçlarına ilişkin raporunun beklendiğini belirterek, "Bu yıl Çin'e kiraz ihracatımızın az da olsa başlayacağını öngörmekteyiz." dedi.

Antalya'da geçen sene gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi'nde Türkiye ile Çin arasında imzalanan, "Türk Kirazlarının Çin'e İhraç Edilmesine Yönelik Bitki Sağlığı Gereklilikleri Protokolü", Türk kirazına Çin pazarının kapılarını açtı.

Konuya ilişkin bilgi veren Yazgan, bu sene özellikle "erkenci" bölgelerde olumsuz hava koşulları yüzünden geçmiş yıllara oranla ürün kayıpları yaşandığını söyledi.
İlkbahar yağışlarının olumsuzluklarının da bu yıl daha belirgin olarak görüldüğünü anlatan Yazgan, az olan ürün miktarı nedeniyle 2016 yılı için rekolteyle ilgili tahminde bulunmanın doğru olmayacağını dile getirdi.

Şu an itibarıyla orta ve geç dönemde yapılacak üretimlerde ise herhangi bir sorun görmediklerini belirten Yazgan, olumsuzluklara rağmen 2016 yılı beklentilerinin kıyı ve iç bölgelerde karşılanabilecek gibi olduğunu ifade etti. Yazgan, üründeki irilik ve kalitenin de umut verici olduğunu bildirdi.

Dünyada kiraz üretiminde birinci olan Türkiye'nin, ihracata dayalı çeşitlerin artırılması ve yeni pazarların devreye girmesiyle yakın zamanda ihracatta da ilk sıralara çıkacağını ifade eden Yazgan, bu çerçevede Çin ile yapılan anlaşmanın, üreticilerde önemli bir beklenti oluşturduğunu söyledi. Yazgan, şunları kaydetti:

"Oysa ki, imzalanan anlaşma gereği yapılması gereken birçok uygulama bulunmaktadır. Bu uygulamaları zamanında ve gerektiği koşullarla yerine getirebildiğimiz, ayrıca bu uygulamaların Çin Tarım Bakanlığı denetmenlerince uygun bulunması durumunda kiraz ihraç edebileceğimiz maalesef bilinmemektedir. Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili Çin Tarım Bakanlığı heyeti ülkemize denetim amaçlı ilk ziyaretini gerçekleştirmiş, gözlemler sırasında genel olarak belirgin bir sorunla karşılaşılmamakla beraber gözlem sonuçlarının raporu beklenmektedir. Bu yıl Çin'e kiraz ihracatımızın az da olsa başlayacağını öngörmekteyiz. Bu başlatılan çalışmanın sonuçlarının her iki ülke tarafından da kabul edilip yürütülmesi ve yüksek miktarlarda ihracat yapılabilmesi konusu birkaç yıllık zorlu bir süreçten sonra gerçekleşebilecektir."

Türk kirazının dünyadaki en önemli alıcılarının 2015 yılı verilerine göre sırasıyla, Almanya, Rusya, Hollanda, Norveç, İsveç, Irak, İngiltere, İtalya, Belçika ve Danimarka olduğunu belirten Yazgan, geçen sene toplam 122 milyon 77 bin dolar olarak gerçekleşen kiraz ihracatının, 51 milyon 636 bin dolarlık kısmının Almanya'ya, 21 milyon 502 bin dolarlık kısmının ise Rusya'ya yapıldığını kaydetti.

Dünya
Kaynak: http://tarim.com.tr/Haber/32131/Cinliler-Turk-Kirazini-Bu-Yaz-Tadacak.aspx

[Edited at 2016-07-09 18:25 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Sübyancılık uyuşturucu fuhuş seks skandalları şampiyonu Suud ailesi" Jul 13, 2016

--Alıntıdır--

Oda TV
Yazan:Şıvan Okçuoğlu
12 Temmuz 2016
_________________

Prensleri başta olmak üzere Suudi ailesinin skandallarını yazmak oldukça zor bir iş, insanın karşısına sonu gelmeyen bir liste çıkıyor, her olay bir öncekinden daha büyük bir skandal olarak insanı şaşkınlığa düşürüyor.

"Kutsal topraklar" olarak bilinen başta Mekke ve Medine olmak üzere Suudi Arabistan adı verilen coğrafyanın ko
... See more
--Alıntıdır--

Oda TV
Yazan:Şıvan Okçuoğlu
12 Temmuz 2016
_________________

Prensleri başta olmak üzere Suudi ailesinin skandallarını yazmak oldukça zor bir iş, insanın karşısına sonu gelmeyen bir liste çıkıyor, her olay bir öncekinden daha büyük bir skandal olarak insanı şaşkınlığa düşürüyor.

"Kutsal topraklar" olarak bilinen başta Mekke ve Medine olmak üzere Suudi Arabistan adı verilen coğrafyanın kontrolünü ele geçiren aile, petrol zenginliği ile akla hayale sığmayacak bir servetin de sahibi.

Suudi hanedanı, halklarına İslam dininin en katı yorumlarından birisine harfiyen uyma zorunluluğu getirirken, kendileri İslam'a bütünüyle ters bir yaşam kriterini benimsemiş görünüyorlar. İslam eğer gerçekten güzel ahlak dini ise, Suudi prenslerinin önemli bir bölümünün bu ahlaktan zerre kadar faydalanamadıkları yaşadıkları skandallar ve sürdürdükleri hayat tarzı ile kendisini ele veriyor.

Bir Suudi prensinin Bodrum kıyılarında süper lüks yatında mankenler ile tatil yapması geçtiğimiz günlerde fotoğrafları ile birlikte haber olmuştu. Bu skandalın ne ilk ne de son olmadığını bildiğimiz için, başta Suudi prensleri olmak üzere hanedan üyelerinin karıştıkları bazı büyük skandalları Odatv okuru için derledik.

SEKS, UYUŞTURUCU VE ZORBALIK

2016'nın başlarında, 29 yaşındaki Prens Majid bin Abdullah bin Abdülaziz el Suud Los Angeles'te yaşadığı köşkünde bir dizi skandala ve mazur görülemeyecek olaya imza atması nedeniyle yargılanmak üzere tutuklanmıştı.

Prens Majid'e yöneltilen suçlamalar birden fazla olmakla birlikte seks, zorla alıkoyma, şiddet ve uyuşturucunun da yer aldığı kabarık bir listeye sahipti. Majid'in evinde çalışan üç kadına istemleri dışında cinsel davranışlarda bulunduğu iddia edildi.

21 ve 22 Eylül 2015 tarihlerinde evinde kokain partisi düzenleyen Majid, alkol ve kokain ile dolu geçen parti günlerini pahalı eskortlarla birlikte geçirmişti.

Yanında çalışan bir çocuk annesi evli bir kadına "yarın her ne istersem yapacaksın aksi takdirde kendini ölmüş bil!" sözleriyle tehditler savurmuş, korkarak köşkü terk etmek isteyen kadın Prens Majid'in bir erkek yardımcısı tarafından zorla bir odaya kilitlenmişti.

Yanında çalışan kadınları kendisini ve arkadaşlarını elle rahatlatması için zorlamış,

Prens, kendisini bir erkekle eşcinsel ilişkiye girerken gören yardımcılarını ölümle tehdit etmiş, aynı zamanda yanında çalışan bir başka yardımcısını kendisine oral seks yapmaya zorlaması, komşularının darp edilmiş ve kanlar içerisindeki kadını görmesi ile polis köşke intikal ederek Suudi Prensini tutuklamıştı.

Bu olayları haberleştiren Dailymail, bir de prens Majid'in Tayyip Erdoğan ile çekilmiş fotoğrafını yayımlamıştı.

İNSAN KAÇAKÇILIĞI

2013 yılında bir Suudi prenses Meshael Alayban, yanında çalışan bir görevlinin şikayeti üzerine ABD Kalifornia'da insan kaçakçılığı yaptığı gerekçesi ile tutuklanmış ve yargı önüne çıkarılmıştı.

İddiaya göre prenses 30 yaşındaki Kenyalı bir kadını zorla malikanesinde alıkoymuş ve pasaportunu kadından zorla almıştı. Kenyalı genç kadın bir yolunu bularak evden kaçmış ve durdurduğu bir otobüse binerek insan kaçakçılığı kurbanı olduğunu söylemiş, ardından Suudi prenses polis tarafından tutuklanmıştı.

Suudi ailesinden Prens Abdülrahman bin Nasser bin Abdülaziz el-Suud'un karısı olan prenses, Kenyalı genç kadını köle olarak kullanmaya çalışmakla da suçlanmıştı.

SEKS KÖLESİ ÇOCUKLAR

Eski Suudi Kralı Fahd'ın oğullarının hemen her birinin seks kölesi olarak haremlerine aldıkları çok sayıda 17 yaşından küçük kız çocuğu olduğu ortaya çıkmıştı. Daha da ilginç olanı, Beverly Hills'de bulunan konakta ABD'li güvenlik görevlileri tarafından korunan bir evde bu tip bir haremin bulunmasıydı.

Çocuk yaştaki genç kızlar günlüğü 3000 dolarlık modellik anlaşması ya da bir filmde rol almak üzere kurgulanmış bir yalan ile kandırılıyorlar, bir limuzin ile havalimanına götürülen kızlar daha sonra Suudi Prensin Los Angeles'ta bulunan özel uçağı ile Suudi Arabistan'a götürülüyor ve kendilerinden bir daha asla haber alınamıyordu.

Genç kızların aileleri mahkemeye başvursalar da, diplomatik dokunulmazlığı olan Prenslere karşı herhangi bir yasal başarı kaydedilememişti.

EŞCİNSEL SEVGİLİSİ DÖVEN SUUDİ PRENS

2010 yılında Suud bin Abdülaziz bin Nasır el Suud, yardımcısı ve eşcinsel ilişkide olduğu sevgilisi Bandar Abdülaziz'i döverek öldürdüğü gerekçesi ile tutuklanmıştı. Otopsi sonucunda Prensin gay sevgilisine sık aralıklarla şiddet uyguladığı ve cinsel yönden hırpaladığı ortaya çıkmıştı. Sevgililer Günü'nde bol miktarda şampanya ve 'sex on the beach' içen Prens, daha sonra Abdülaziz adlı sevgilisini çoğu elmacık kemiklerinden olma üzere 37 defa yumruklamış ve genç adamın ölümüne neden olmuştu.

Genç adamın öldüğünü fark eden prens, Londra'da konakladıkları pahalı otel odasında cesedi yatağa taşımış ve adamın üzerindeki kanı temizlemişti. Tutuklanmasının ardından mahkemede enerjisini büyük ölçüde eşcinsel olmadığını ispatlamak için harcamıştı. Suudi Arabistan'da eşcinsellik büyük suç ve en hafif cezası toplum içerisinde sopayla dövülmekten başlayarak daha ağır cezalara kadar değişebiliyor. Fakat prens olması nedeni ile Nasır'ın bu tip bir ceza alması mümkün değil.

Öldürdüğü genç adamın sevgilisi değil arkadaşı olduğunu ve cinayetten kısa bir süre önce 3000 Avro parasını çaldığı gerekçesi ile kavga ettiklerini iddia eden Suudi prens suçu kanıtlanınca ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış olsa da, 2013 yılında Suudi Arabistan ile yapılan bir anlaşma sonucunda, Suudi hapishanelerinde yatmakta olan bir grup İngiliz vatandaşının iadesi karşılığında Suudi'lere teslim edilmişti.

CADILAR BAYRAMI KUTLAYAN SUUDİ PRENSİ

Her sene Ekim ayında, Suudi ahlak polisi alışveriş merkezlerini gezerek mağazaların Cadılar Bayramı için özel kostüm satıp satmadıklarını kontrol etmektedir. Suudi Arabistan'da bu bayramın kutlanması halk için yasak olsa da, Suudi ailesinin üyeleri için bu kural geçerli değildir.

2009 yılında Prens Faysal el Tunayan malikanesinde 150'si erkek 150'si kadınlardan oluşan 300 Suudi'nin katıldığı bir cadılar bayramı partisi vermiş, partiye ABD'li enerji içeceği şirketi Kizz-me sponsorluk yapmış, bir DJ ve dansçılar davet edilmiş, davetlilere Cadılar Bayramı kostümleri dağıtılmış, partide içki su gibi akmış, çok sayıda tele-kız kiralanmış, aynı zamanda partide bol miktarda esrar ve kokain kullanıldığı öğrenilmiş, tüm bunlar bir Wiki Leaks belgesi ile ortaya çıkmıştı.

SUUDİ PRENSESİ'NİN KATLİ

Romeo ve Juliet hikayesini aratmayan bu olay Suudi ailesinden Prenses Mişa'al bint Fahd el-Suud'un acı dolu hikayesidir. Prenses ailesinin uygun gördüğü şekilde kendisinden yaşça oldukça büyük yaşlı bir kuzeni ile evlendirilir, ancak bu evlilik prensesi son derece mutsuz etmeye yetmiştir. Eğitimini sürdürmek için bir süreliğine Beyrut'a giden Prenses, Halid adlı bir genç ile tanışır, Halid Suudi bir diplomatın oğludur ve iki genç arasında aşk başlar.

İkili aşk ilişkilerini krallığa geri döndükten sonra da gizlice sürdürürler ve 1977 yılında birlikte ülkeden kaçma girişiminde bulunurlar, fakat bu esnada yakalanırlar. Prenses sevgilisi olan Halid'in aleyhinde bir beyanatta bulunmasını isteyen babasına direnir ve zina iddialarını reddeder, bu durum Kralın kardeşi olan babası Muhammed bin Abdül Aziz el-Suud'u sinirden çıldırtır.

19 yaşındaki genç kız ve sevgilisi Cidde'de bir oto-parka götürülürler ve genç adamın gözleri önünde Prenses başından vurularak öldürülür, daha sonra ise genç adamın kafası kesilmeye çalışılsa da bu ancak dört deneme sonucunda ve zorlukla yapılacaktır, idamlar halka açık şekilde gerçekleştirilir. Daha sonra bu olaylar uluslararası tepkilere neden olur ve BBC bu konuda bir belgesel çekecektir.

PRENS NAİF'İN KOKAİN UÇAĞI

2004 senesinde Suudi Prens Naif bin Favvaz El-Shalan, ABD ve Fransız mahkemeleri tarafından Güney Amerika ve Avrupa arasında yüklü miktarda kokain kaçakçılığı yapmakla suçlanmıştı.

Prensin uyuşturucu kaçakçılığı işine girmesi 1970'lerde Miami Üniversitesi'nde okuyan Kolombiyalı Doris Mangeri adlı bir genç kadınla arasında aşk ilişkisi gelişmesiyle başlamıştı. İkilinin gizli aşk hikayeleri yıllar boyunca sürmüş ve hatta genç kadının Suudi Prens'ten bir de çocuğu olmuştu.

İddia edildiği kadarıyla 1988 senesinde Prens, Mangeri adlı sevgilisi tarafından Kolombiyalı bir uyuşturucu kartelinin üyeleri ile tanıştırılmış, uyuşturucu ticaretinden milyonlarca dolar kazanç elde etmiş olan Kolombiyalı Juan Gabriel Usaga ve Carlos Ramon, Prens ile anlaşarak Kolombiya'dan dışarıya kokain çıkarmaya ikna etmişlerdi.

Prensin uyuşturucu ile mazisi ise daha eskilere dayanıyor, 1984 senesinde Missisipi polisi tarafından tutuklanmıştı. Kolombiyalı kartel üyeleri ile anlaşan prens kendi özel Boeing 727 jeti ile kokain taşımayı kabul etmiş, para aklama konusunda ise Kanz Bank adlı kendi bankasını kullanmıştı.

İki ton ağırlığındaki kokaini boş valizlere yerleştirerek önce özel uçağına, ardından Paris'e taşıyan Prens, daha sonra bu malın parçalar halinde başka Avrupa ülkelerine geçmesini sağlarken bir operasyon ile bu sevkiyat engellenmiş, Prens Fransa'da tutuklanırken Kolombiyalı ortakları ABD'de gözaltına alınmışlardı.

Suudi İçişleri Bakanı Prens Naif bin Abdül Aziz, Fransız yetkilileri ülkelerindeki Suudi yatırımları durdurmakla tehdit etmişti. Bu tehditlere rağmen yargılanan Prens, kendisine neden uyuşturucu kaçırmayı tercih ettiğini soran mahkemeye "Ölümlü dünya" yanıtını vermişti.

UYUŞTURUCU KAÇAKÇISI SUUDİ PRENS

2015 yılının sonlarında, Beyrut'un Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'ndan Suudi Arabistan'a uçmak üzere olan, Suudi Prens, Abd el-Muhsen bin Valid bin Abd el-Aziz el Suud'un özel uçağı yetkililer tarafından aranmış, 40 ayrı bavul içerisinde taşınmakta olan binlerce amfetamin ve kaptagon hapı ele geçirilmişti.

Olayın dünya genelinde duyulmasının ardından Suudiler sosyal medya üzerinden Prens'i aklamak için propaganda faaliyetlerine başlamışlar, ve çok sayıda Twitter hesabı üzerinden bu konuda yorumlar paylaşmışlardı.

Bu yorumların bazılarında Prens'in gerçekleştirdiği eylemin uyuşturucu kaçakçılığı olmadığını, sadece Hac mevsiminin sona ermesi ile birlikte düzenlenecek kutlamalarda kullanılmak üzere getirmekte olduğunu yazan da vardı, Orta Doğu'da çok yaygın bir kullanıcı kitlesine sahip olan kaptagon haplarının "helal" ilaçlar kategorisine girdiklerini iddia edenler de, hapları çantalara yerleştirenin Hizbullah olduğunu iddia edenler de.

ALKOL VE KUMAR BAĞIMLISI SUUDİ KRALI

2005 yılında hayata gözlerini yuman Suudi Kralı Fahd'ın tam bir alkol ve kumar bağımlısı olduğu geniş bir çevre tarafından iyi biliniyor. 1982 yılında tahta geçen Fahd, aynı zamanda gençliğinde tam bir kadın düşkünü Playboy olarak biliniyordu.

Bir defasında Monte Carlo'da bir kumarhanede sadece bir gece içerisinde kumarda 6 milyon dolar kaybetmişti.

UMRE VİZESİYLE SUUDİ ARABİSTAN'A SOKULAN TELEKIZLAR

İskoçya'nın günlük gazetelerinden The Scotsman'ın 23 Nisan 2003 tarihli bir haberine göre, Suudi prenslerine telekız pazarlayan milyon dolarlık bir fuhuş çetesi çökertildi. Telekız ifadesi tam olarak durumu özetlemeye yeterli mi emin olamıyorum, zira kadınlar daha çok film yıldızları, modeller, ve ünlü yıldızlardan oluşuyorlardı.

Cezayir ve Arap basını, kadınların Suudi Arabistan'a Umre Vizesi alarak sokulduklarını bildirmişlerdi.

2006 yılında dünyanın en büyük model ajanslarından biri olan Elite Model Menagement adlı ajans (Naomi Campbell ve Cindy Crawford'u temsil etmiş bir firma), BBC tarafından hazırlanan bir programda 13 yaşındaki model kızları uyuşturucu kullanıp seks yapmaya zorladıkları gerekçesi ile suçlanmışlardı. Aynı zamanda ajansın 18 yaşının altındaki model kızları Suudi prenslerine pazarladığı duyulmuş ve büyük skandala neden olmuştu.

PRENS FAYSAL'IN GENÇ KIZ VE ÇOCUK MERAKI

Prens Faysal, ABD Houston'da kalburüstü bir mahallede ki malikanesinde yüksek maliyetli ve sık aralıklarla tekrar eden partiler veriyor, partiye ise sadece aynı muhitin genç kız ve erkekleri davet ediliyorlar, en pahalı yiyecekler ile donatılan masaların yanında her türlü uyuşturucunun en kalitelisi bol miktarda genç konuklara ikram ediliyor, Faysal bu gençler ile seks partileri düzenliyordu.

Skandal ortaya çıktığında Faysal bir daha geri dönmemek üzere malikanesini terk etmişti.

Bu yazı şu anda beşinci sayfasında ve ben ulaşabildiğim skandalların henüz yarısını bile yazamadım. Suudi halkına İslam inancını en katı yorumu dayatılırken, Suudi ailesinin prensleri fahişeler, uyuşturucu, alkol, kumar ve her türlü pahalı zevkler ile gönüllerini eğlendirmekten geri kalmıyorlar, servetleri ile yetinemeyip uyuşturucu kaçakçılığı gibi kirli işlere dahi bulaşabiliyorlar.

Aynı zamanda, ülkemizi yönetenler, pek çok öteki ülke gibi bu ailenin savundukları değerler ile yaşam kriterleri arasında büyük bir çelişki bulunan üyelerine çeşitli ayrıcalıklar tanıyor ve sıcak ilişkilerini korumaya gayret ediyorlar.

Kaynak: http://odatv.com/subyancilik-uyusturucu-fuhus-seks-skandallari-sampiyonu-suud-ailesi-1207161200.html

__________
ADO_YORUM: Yahu arkadaşım; anladım Bodrum'da gönül eğlendirmişsin de... Desi bırakın gayrı hanımlar da araba filan sürebilsin Riyad sokaklarında. Size helal, halka haram; olmazzzzz bozuşuruz bak. Bir de bir ara Avrupa basınına çok haber olmuştu blog yazarı Raif Bedevi kardaşımız; Alaman TV'lerinde eşini görmüştüm Kanada'da mı ne yaşıyordu kadıncağız... Kendinize gelin ulaaannnn.
İmza: Karaman Prensi Ado

Raif Bedevi: http://www.hurriyet.com.tr/suudi-blog-yazari-20-hafta-boyunca-kirbaclanacak-27935845

İngilizce -> Raif Badawi: https://en.wikipedia.org/wiki/Raif_Badawi
Almanca -> Raif Badawi: https://de.wikipedia.org/wiki/Raif_Badawi
Fransızca -> Raif Badawi: https://fr.wikipedia.org/wiki/Raif_Badawi
İspanyolca -> Raif Badawi: https://es.wikipedia.org/wiki/Raif_Badawi

Türkçe -> Raif Badawi: Türkçesi Vikipedi'de yok. Böyle bir insanı yazma gereği duymamışız, çok yoğunuz ya ondandır


[Edited at 2016-07-13 16:02 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Metro otobüsündeki iğrenç olayda muavinin cezası belli oldu" Jul 14, 2016

--Alıntıdır--

Haber: Mesut IŞIK- Büşra KAYA/GEBZE(Kocaeli) (DHA)
14 Temmuz 2016 - 13:29 Son Güncelleme : 14 Temmuz 2016 - 14:39


MUĞLA’dan İstanbul’a giden otobüste mastürbasyon yaparak üniversite öğrencisi genç kıza cinsel istismarda bulunduğu öne sürülen muavin 27 yaşındaki Gökhan G., 'cinsel saldırı' suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

25 Mayıs günü meydana gelen olayda, Muğla’dan İstanb
... See more
--Alıntıdır--

Haber: Mesut IŞIK- Büşra KAYA/GEBZE(Kocaeli) (DHA)
14 Temmuz 2016 - 13:29 Son Güncelleme : 14 Temmuz 2016 - 14:39


MUĞLA’dan İstanbul’a giden otobüste mastürbasyon yaparak üniversite öğrencisi genç kıza cinsel istismarda bulunduğu öne sürülen muavin 27 yaşındaki Gökhan G., 'cinsel saldırı' suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

25 Mayıs günü meydana gelen olayda, Muğla’dan İstanbul’a giden yolcu otobüsü feribotla Yalova Topçular’dan Gebze Eskihisar’a geçerken, otobüste muavin olarak görev yapan Gökhan G., araçta mastürbasyon yaptı.

Metro Turizm otobüsünün muavini böyle itiraf etti: Şeytana uydum yaptım

İLK İFADESİNDE 'PET ŞİŞEDEN SU DÖKÜLDÜĞÜNÜ' İDDİA ETTİ

Gökhan G.’nin spermleri koltukta uzanarak uyuyan üniversite öğrencisi 20 yaşındaki C.D.D.’nin üzerine geldi. C.D.D.’nin şikayetçi olması üzerine Gökhan G. ilk ifadesinde pet şişeden su döküldüğünü iddia edince serbest bırakıldı.


Metro Turizm muavini hakkında dava açıldı

Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine Gökhan G. hakkında 'hayasızca hareket' ve 'cinsel saldırı' suçundan soruşturma açıldı. Gökhan G. yaşanan olaydan 2 gün sonra tutuklandı.


Metro otobüsünde akılalmaz olay!

1 Temmuz günü Gebze 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada Gökhan G. üniversite öğrencisi kızı düşünerek mastürbasyon yapmadığını belirterek, "Benim hareketim müştekiye karşı değildir. Araç Yalova’dan Eskihisar feribotuna bindiğinde uyandım. Kaptana kahve almak üzere otobüsten inerek feribota çıktım. O arada feribotta aşırı dekolte giyinmiş bir bayan gördüm. Sabahın verdiği mahmurlukla tahrik oldum. Kaptanın kahvesini verdikten sonra feribottaki lavabolara baktım. Ama lavabolar doluydu. Otobüse geri döndüm. Otobüsün kontağı kapalı olduğundan iç ışıkları yanmıyordu ve karanlıktı. Otobüsün arka tarafına geçtim. Elime bir bardak almıştım. Burada mastürbasyon yaptım" dedi.



Metro Turizm muavininden skandal savunma

Bardağın içerisindeki spermlerin üniversite öğrencisi genç kızın üzerine döküldüğünü ileri süren Gökhan G., "Daha sonra buradan otobüsün önüne doğru ilerlerken otobüsün içerisinde bulunan çöpleri toplamaya başladım. Çöpleri toplayıp ilerlerken müştekinin uyuduğu bölüme geldim. Müşteki baş tarafı koridora doğru dönük ayakları cam tarafına doğru uyuyordu. Benim de elimde çöp olarak aldığım gazete parçaları, yarım dolu plastik su bardağı ve içimde spermlerim olan diğer bardak vardı. Müştekinin önündeki çöpleri almak için uzandığımda elimdeki bardaklar döküldü. Müşteki uyandı ve başımda beni görünce hafiften çığlık atarak bağırmaya başladı ve ’sen ne yapıyorsun?’ dedi. Ben de üzerine su döküldüğünü kızacak bir şey olmadığını söyledim. Ardından da ben oradan ayrıldım. Ben ilk etapta yalnızca suyun döküldüğünü zannettim. Daha sonra olay önce şoföre intikal etti. Bunun üzerine arabanın iç ışıklarını yaktık. Müşteki koltuktaki lekeleri gösterip ’muaviniz benim başımda mastürbasyon yaptı’ dedi. Olay daha sonra jandarmaya intikal etti" diyerek kendini savundu.

''BAŞIMA GELEN OLAYI AHMAKLIK OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM''

Bugün Gebze 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına Gökhan G. ile muavin hakkında şikayette bulunan Metro Turizm’in avukatı Burçin Başak katıldı.

Son beyanı sorulan Gökhan G. daha önce mahkemede verdiği ifadesini kabul ederek, pişman olduğunu ifade ederek, "Öncelikle müştekiyi bu duruma düşürdüğüm için pişmanım ve vicdan azabı çekiyorum. Metro Turizm’e başlamadan önce 12 yıl kadar gece kulübü ve benzeri yerlerde garson olarak çalıştım. Herhangi bir kadın müşteriyi rahatsız ettiğime dair herhangi bir şikayet almadım. Mağdurun önünde arkasında, sağında ve solunda erkek ve bayan yolcular bulunmaktadır. Ben başıma gelen bu olayı bir ahmaklık ve şansızlık olarak değerlendiriyorum. Dolu bir otobüste böyle bir olayın gerçekleştirilemeyeceğinin mahkememizce dikkate alınmasını istiyorum. Açıkladığım ortamda bu şekilde bir eylemi gerçekleştirmem için kafamın yerinde olmaması gerekir. Benim de kız kardeşim ve bayan akrabalarım var. Bu şekilde bir olayı tasvip etmiyorum. Muavin olarak çalıştığım süre içinde zaman zaman otobüsün çok tenha olduğu durumlar söz konusu olmuştur. Yine benim bu şekilde art niyetim olsa yolcunun içeceğine bir şeyler katarak bu olayı yapma imkanım mevcuttur. O kadar kişi arasında bu şekilde bir olayı gerçekleştirilmesi mümkün değildir" dedi.

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDAN CEZA ALDI

Mahkeme kararında, Gökhan G.’nin 'hayasızca hareket' suçundan beraatine karar verirken, gerekçesinde ise "Hayasızca hareket suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de sanığın suça konu davranışlarının yolcu otobüsündeki diğer yolcular ve mağdur tarafından görülmeyecek bir ortamda işlenilmiş bulunması ve sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığı gibi suçun unsurları da olmadığından beraatine" ifadelerine yer verildi.

Gökhan G. 'cinsel saldırı' suçundan ise ceza aldı. Kararda ise "Suçun işleniş şekli, suçun işlendiği yer ve zaman, failin güttüğü amaç ve saiki, suçun gece vakti yolcu otobüsünde işlenilmiş bulunması, suçun mağdura karşı işleniş tarzı ve şekli, mağdur açasından doğan manevi sonuçların ağırlığı, mağdurun suç nedeniyle geçirdiği travmanın boyutu ve sanığın kastının yoğunluğu dikkate alınarak takdiren ve teşdiden 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık söz konusu suçu beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan uyku halindeki mağdura karşı işlemiş bulunduğundan sanığa verilen cezada yasa gereği yarı ortamında artırım yapılmak suretiyle sanığın 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak sanığa verilen cezadan takdiren indirim yapılarak bu suçtan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına" gerekçesine yer verildi.

''KARAR YERİNDE''

Metro Turizm A.Ş. avukatı Burçin Başak adliyeden çıktıktan sonra yaptığı açıklamada, "Sanık cinsel saldırı suçlamasından 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum oldu. Olayın biz de mağduru olmakla birlikte bu olayın asıl mağduru yolcumuzun mağduriyeti ve acıları bu yolla bir nebze de olsa dinecekse bizim için ne mutlu. Kararın yerinde olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/metro-otobusundeki-igrenc-olayda-muavinin-cezasi-belli-oldu-40145674

__________

ADO_YORUM: Ülkemizde öteden beri çok büyük bir cinsel açlık çekilmekte. Nedenlerini yeri geldiğinde yazarım. Bu "cinsel açlık" zamanla bazılarında sapıklığa kadar evrilebiliyor. Damacanaya sürtünerek boşalma; bu otobüs fantezisi rezilliği vs. Yalnız yaşayan bir erkek olarak benim de "tez ve tek elden" boşaldığım dönemler oluyor (vakit olmuyor her zaman çapkınlığa). Başkalarına zarar verebilen -yukarıdaki haberde geçen türde bir "boşalma" (!) nasıl yapılabiliyor aklım almıyor. Perdeleri filan kapatıyorum yani ben; porno yıldıze_lerini hayal ederim genelde (özellikle S.K ve P.H'yi çok takdir ederim; hakkını vererek sevişirler filimlerde). Elimi kesinlikle iyice yıkarım bir de...

Toplu yerlerde yenen yemeklere ve içilen çaylara oldum olası şüpheli yaklaşmışımdır. Çaycılardan; çayın içine tükürenler bile var. Özellikle iş merkezlerinde içilen içeceklere dikkat etmek gerek!

[Edited at 2016-07-14 16:03 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Köylülere ait 9 at tüfekle öldürüldü" Jul 14, 2016

--Alıntıdır--

Antalya'da köylülere ait 9 at, yayladaki merada av tüfekleriyle öldürülmüş halde bulundu. Yaralı bir tayın tedavisi ise sürüyor.
14 Temmuz 2016
DHA

Olay geçen salı günü saat 15.00 sıralarında Konyaaltı ilçesine bağlı Doyran Mahallesi Geyikbayırı mevkisindeki meralık alanda meydana geldi. Köylülere ait 24 attan 9’unun tüfekle vurulduğunu gören çobanlar, durumu jandarmaya bildirdi. Jandarma ekipleri olay yerind
... See more
--Alıntıdır--

Antalya'da köylülere ait 9 at, yayladaki merada av tüfekleriyle öldürülmüş halde bulundu. Yaralı bir tayın tedavisi ise sürüyor.
14 Temmuz 2016
DHA

Olay geçen salı günü saat 15.00 sıralarında Konyaaltı ilçesine bağlı Doyran Mahallesi Geyikbayırı mevkisindeki meralık alanda meydana geldi. Köylülere ait 24 attan 9’unun tüfekle vurulduğunu gören çobanlar, durumu jandarmaya bildirdi. Jandarma ekipleri olay yerindeki incelemenin ardından saldırgan ya da saldırganları yakalamak için çalışma başlattı.

Köylülerden Osman Demirkıran, atların yıllardır meralarda gezdiğini ve yaylanın en önemli güzelliklerinden olduğunu belirtiti. Demirkıran, “Yeni doğmuş bir ata bile ateş etmişler. Yaralı halde bulduğumuz tay, Tarım İlçe Müdürlüğü ekipleri tarafından tedavisi için barınağa götürüldü” dedi.

Yusuf Demirkıran ise atların, mera otlarını yediği için vurulduklarını tahmin ettiklerini kaydetti.

Kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/koylulere-ait-9-at-tufekle-olduruldu-1314180/


__________
========
ADO_YORUM: Hayvanlara yapılan her türlü adi davranışı/işkenceyi/caniliği kınıyorum. Bu konuda "kan çıkarmaya" vardırabileceğim olaylar da yaşadım. Daha geçenlerde evin önünde bana sığınan bir köpek eniğine kasaptan pay alarak bakmaya çalışıyordum. 10-15 gün devam etti bu güzellik. Çocuklara da hayvan/ köpek / kedi sevgisini zaten aşılamayı severim. Çok yoğun sağanak yağmurun yağdığı bir gün pencereden ne göreyim!! Eski devrimcilerden - şimdiki adı Vatan Partisi olan/ İşçi partili ünlü müteahhit Bayram Ünlüer gidisi eniği tekmelemekte... Hışımla anasına- avradına-parasına düz gittim, güzelcene rezil rüsvay ettim mahalleye.. Ki bu adamın anası Ayşe teyze sağ ve eskiden koyun-keçi sürüsü beslediklerini anlatmıştı bana bir ara (köpeklere/hayvanlara yabancı olmaması gerek bu gidinin değil mi!). Ayrıca aramız iyiyken 3 köpeği olduğunu söylemişti daha bu olaydan 5-10 gün önce. Köpek eniğinin suçu yağmurlu havada apartmanın girişine sığınması... Hesap edin ne durumdayız.
İşte bu insansı: http://www.haberturk.com/secim/secim2015/1-kasim-genel-secim/aday/bayram-unluer/karaman-merkez-belediye-baskan-adayi-1739

[Edited at 2016-07-14 19:49 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Eşlerine destek olmak için bunu yapıyorlar" Jul 29, 2016

--Alıntı--
Hürriyet Haber
29 Temmuz 2016 - 13:14:00
_______________________

Başörtüsü takmadan sokağa çıkmanın yasak olduğu İran'da erkeklerden eşlerine ilginç bir destek kampanyası başladı.

İran'da son yıllarda şeriat yönetimine dayalı olarak örtünme zorunluluğuna karşı çıkan kadınlara eşlerinden de destek gelmeye başladı.

New York'da yaşayan İranlı bir gazeteci olan Masih Alinejad'ın Facebook'ta My S
... See more
--Alıntı--
Hürriyet Haber
29 Temmuz 2016 - 13:14:00
_______________________

Başörtüsü takmadan sokağa çıkmanın yasak olduğu İran'da erkeklerden eşlerine ilginç bir destek kampanyası başladı.

İran'da son yıllarda şeriat yönetimine dayalı olarak örtünme zorunluluğuna karşı çıkan kadınlara eşlerinden de destek gelmeye başladı.

New York'da yaşayan İranlı bir gazeteci olan Masih Alinejad'ın Facebook'ta My Stealthy Freedom (Benim Sinsi Özgürlüğüm) adıyla başlattığı kampanya kapsamında erkekler, yanlarında başı açık eşleriyle birlikte kendi başlarında başörtüsü olarak fotoğraflarını paylaşmaya başladı.

#MeninHijab hashtagi ile paylaşan fotoğraflar son haftalarda Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarında da artmaya başladı. https://twitter.com/hashtag/meninhijab

Resimler + kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/galeri-40175477?p=1


========
ADO_YORUM: Güzel fikir! Ben de böyle bişey yapsalar diyordum çoktandır. Yalnız değilmişim. Sevinçten çıldırdım. Afferimmmmm.

"Başörtülü erkekler" https://twitter.com/hashtag/meninhijab

[Edited at 2016-07-29 13:15 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"BİR ZAMANLAR ANADOLU'DA" Aug 11, 2016

Bir zamanlar Anadolu'da... Güzel resimler. Neler var neler...

İzmir'de açık havada resim eğitimi -- Kızılçullu Köy Enstitüsü (1946)
-> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/13

An
... See more
Bir zamanlar Anadolu'da... Güzel resimler. Neler var neler...

İzmir'de açık havada resim eğitimi -- Kızılçullu Köy Enstitüsü (1946)
-> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/13

Ankara 1942 -> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/30

Ekin biçme -1950'ler, Konya -> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/18

Eşşekli kütüphaneci, 1943 -> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/34

1960'li yılların sonlarında Bodrum -> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/32

Ağrı Dağı'nın etekleri rengarenk (70'ler) -> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/17

Objektife gülüyle poz veren adam -> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/4

Abbas Okumuşoğlu fırını önünde bir zerzevatçı -> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/2

Sivas'ta, fotoğrafçı Fulvio Roiter tarafından çekilen tırpan taşıyan bir baba ve iki küçük kızını gördüğümüz bu fotoğraf, Roiter'in TÜRKEİ adlı kitabının ilk karelerinden (1968) -> http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/1

.
.
.
...

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53645-yasam-bir-zamanlar-anadolu-da/1



[Edited at 2016-08-12 07:16 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 00:38
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"AKP'li vekil Büyükada'da toplanan 12 ajanı isim isim açıkladı" Aug 12, 2016

--Alıntı--


DHA Yayınlanma tarihi: 12 Ağustos 2016 Cuma, 12:13
-----------

AKP Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, 15 Temmuz sabahı Türkiye'ye gelip İstanbul Büyükada'daki Splendid Palas Hotel'de gizli toplantı yaptıklarını ileri sürdüğü 12 yabancı ajanın isimlerini açıkladı.

AKP Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, 15 Temmuz günü ABD uyruklular Ahmed Shebl Morsy, Ellen Laipson, Henri Jak Barkey, Julya Romano ile Marm
... See more
--Alıntı--


DHA Yayınlanma tarihi: 12 Ağustos 2016 Cuma, 12:13
-----------

AKP Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, 15 Temmuz sabahı Türkiye'ye gelip İstanbul Büyükada'daki Splendid Palas Hotel'de gizli toplantı yaptıklarını ileri sürdüğü 12 yabancı ajanın isimlerini açıkladı.

AKP Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, 15 Temmuz günü ABD uyruklular Ahmed Shebl Morsy, Ellen Laipson, Henri Jak Barkey, Julya Romano ile Marma Daoudu, İran uyruklu Alireza Vaezzade, İngiltere uyruklu Ellie Geranmayeh, Rus uyruklu Gibeeult Jaseph, Alman uyruklu Heinz Heriber Blass, İspanya uyruklu Jose Manzano, Afgan uyruklu Massoud Karukhil, Ukrayna uyruklu Roman Lagodka'nın İstanbul Büyükada'da Splendid Palas Hotelde buluştuğunu öne sürdü.

Milletvekili Orhan Deligöz, şunları söyledi:

"İstanbul'da yabancı devletlerden bir grup ajan, içlerinde 3-5 tane Türk'ün de olduğunu bildiğimiz grup, toplanıp darbeyi konuşuyorlar. Bunlar 15 Temmuz'da oteldeydiler. Biz bunları biliyoruz. Hangi saat girdiler, hangi odalarda kaldılar. Bunlar artık tarafımızca bilinmektedir. Bunların yanında birkaç Türk de var. Bunların büyük bir kısmı 15 Temmuz sabahı saat 07.00 civarında otele geliyorlar, bir kısmı da saat 14.00 gibi oteldeler. Belli ki önemli bir konuyu görüşüyorlar. Çünkü toplantı kapalı kapılar ardında yapılıyor. Otelin şöyle bir özelliği var. Otelde kamera yok. Otel öyle planlanmış. Çok kapalı tur şeklinde çalışıyor. Bundan böyle emniyetin orada bir tedbir alması gerektiğini düşünüyorum. Yer yer, zaman zaman ben bu isimleri daha da ayrıntılarını ve hangi nolu odalarda kaldıklarını da açıklayacağım."

[Haber görseli] -> http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/583380/AKP_li_vekil_Buyukada_da_toplanan_12_ajani_isim_isim_acikladi.html#

ÜZERİNDE 'PENSİLVANYA' YAZILI ÇAN

Orhan Deligöz, toplantıya katılan 3 Türk'ün ismini belirlemek için çalışıldığını belirtti. Ajanların toplantı yapılan otelde üzerinde 'Pensilvanya' yazılı bir çanı unuttuklarını öne süren Deligöz, "Otelde unuttukları bir şey var. Pensilvanya çanı. Ya unutup gidiyorlar, ya da bilinçli işaret bırakıyorlar: 'Biz buradaydık, biz yaptık' diye. Pensilvanya çanı önem arz etmektedir" diye konuştu.

Yunanistan'a helikopterle kaçan darbecilerden de söz eden Orhan Deligöz, aynı helikopterde Türkiye CIA İstanbul masası şefi Fuller'in de bulunduğunu iddia etmişti.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/583380/AKP_li_vekil_Buyukada_da_toplanan_12_ajani_isim_isim_acikladi.html#


=====================================================

ADO_YORUM: CIA'nın bu darbe girişimini planlamada baş aktör olduğunu çocuklar bile bilir. Amerikan derin devleti kendini çok böyyük ve güçlü sanır BUT çook küçüktür < Türk halkından. CIA'nın böyle bi ton salaklıkları vardır, hangibirini sayayım. Haberde adları geçen kişilerin uyrukları sizi yanıltmasın hepsi CIA ajanıdır.

Türkiye'de; eli kalem tutan bazı TC vatandaşı gazeteci-yazarlar, turizmciler, ABD büyükelçilik ve konsolosluk görevlileri, askeri ateşeler, kimi uluslararası vakıflar -- Konrad Adenauer Vakfı + Friedrich Ebert Vakfı -> hem BND hem CIA'ya çalışır bunlar// ve benzerleri ... ... + bazı hain TR'li sanayici, işadamı-işkadını, lüks orospu, öğretmen, subay, TR TİB kurumu vb. + MİT'e sızmış çift taraflı ajanlar + tüm FETÖ/PDY üyeleri bu UĞURSUZ KURUMA çalışan aykontilerdendir...

CIA'nın İstanbul karargahı, kale görünümlü ABD İstanbul Başkonsolosluğu binasındadır. Darbe planının uygulanması sırasında açıktan bu binadan TV yayını yapamayacakları için Büyükada'da bir yerleşke seçtikleri anlaşılıyor... İşte gördük; kurumun adının "Merkezi İnteli_cons Acensii" olması, akıllı-zeki oldukları anlamına gelmiyormuş. Peki İstanbul'da kaç milyon ABD'li var ki bu kadar büyük bir konsolosluk binası yapmışlar !?? Çünkü; CIA'nın tüm Ortadoğu birimlerinin ana merkezi de yine bu kale konsolosluğun tam göbeğinde yerleşmiştir!

Emperyalist ve lüküs yaşamlı BATI ülkelerinin yönetici sınıfları temel insanlık değerlerinden yoksun acımasız canavarlardır. Türkiye'ye layık gördükleri sistem; bol darbeli 10. sınıf sözde demokrasidir. Utanma-arlanma yoktur bu insansılarda. Ulus olarak geleceğimize sahip çıktık; darbeye karşı halk darbesi yaptık ! Bundan sonra içimizdeki meczupları sokmayalım devletin hiçbir birimine-kurumuna ! MİT mitliğini; Ordu orduluğunu; TBMM meclisliğini; tüm yöneticilerimiz de millete karşı sorumluluklarını UNUTMASIN-SAVSAKLAMASIN. Bu bize ders olsun; özellikle de başımızdaki baş yöneticilerimize ders OLUR İNŞALLAH !
____________________________________

[Edited at 2016-08-13 06:22 GMT]
Collapse


 
Pages in topic:   < [1 2 3] >


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

Çıldırtan gazete başlıkları ve reklamlar


Translation news in Türkiye





Trados Studio 2022 Freelance
The leading translation software used by over 270,000 translators.

Designed with your feedback in mind, Trados Studio 2022 delivers an unrivalled, powerful desktop and cloud solution, empowering you to work in the most efficient and cost-effective way.

More info »
TM-Town
Manage your TMs and Terms ... and boost your translation business

Are you ready for something fresh in the industry? TM-Town is a unique new site for you -- the freelance translator -- to store, manage and share translation memories (TMs) and glossaries...and potentially meet new clients on the basis of your prior work.

More info »